Yasal süresi dışında düzenlenen faturalar
Bilindiği üzere Vergi Usul Kanunu’nun 229. maddesinde; “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” hükmü ile aynı Kanun’un
231. maddesinin 1. fıkrasının 5. bendinde “Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.” hükümleri bulunmaktadır.
malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren 7 gün içinde düzenlenmeyen faturalar düzenlenmemiş sayılmakta hatta bu husus ile ilgili olarak Maliye Bakanlığınca Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası gereğince özel usulsüzlük cezası uygulanmaktadır. Diğer taraftan, KDV Kanunu’nun 29. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “indirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir” hükmüne istinaden zamanında düzenlenemeyen faturaların indirime konu edilebildiğini açıklamaktadır.
Bu hususta Gelir İdaresi Başkanlığı Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 31.01.2007 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.18.02/32231-219-5893 sayılı Muktezasında; “… faturanın, kural olarak malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği ve bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı Vergi Usul Kanunu’nun 231. maddesinin (5) numaralı bendinde hüküm altına alınmıştır.
Ancak bu hüküm Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinde yer alan “vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır” hükmü ile birlikte değerlendirildiği vakit; anılan Kanun’un 231/5. maddesinde yer alan düzenlemenin süresinden sonra düzenlenen faturaya kesilecek ceza bakımından (VUK 353/1. madde) önem arz ettiği görülecektir. Dolayısıyla süresinde düzenlenmeyen faturada belirtilen işlemin geçersiz sayılması mezkûr Kanun’un 3. maddesiyle çelişmektedir.
Bu itibarla süresi içerisinde düzenlenmeyen faturalar için Vergi Usul Kanunu’nun 353/1. maddesi uygulanacak ve bu faturalar vergi kanunları bakımından ispat edici bir vesika olarak değerlendirilecektir.” hususları belirtilerek, bu yönde bir yazılı görüş verilmiştir.
Süresi dışında düzenlenen ve içeriğinde işçilik ihtiva eden faturaların asgari işçilik hesabında dikkate alınıp alınamayacağı ile ilgili olarak sosyal güvenlik mevzuatında herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
Burada önemli olan husus, VUK’un 231. maddesinin 1 inci fıkrasının 5. bendine aykırı olarak düzenlenen faturaya konu hizmetin gerçekten faturayı düzenleyen tarafından fatura düzenlenene verilip verilmediğidir. Faturaya konu hizmetin gerçekten de fatura düzenleyen tarafından yerine getirildiği, fatura içeriğinin gerçek olduğu, yürütülen asgari işçilik incelemesi sırasında anlaşılabiliyorsa, fatura geç
tanzim edilmiş olsa bile fatura tutarının asgari işçilik incelemesi sırasında indirim konusu yapılması gerekmektedir
Gerçekten de bu yönüyle değerlendirildiğinde, vergi hukukunda olduğu gibi sosyal güvenlik hukukunda da gerçek durumun esas alınması gerektiği, faturanın zamanında düzenlenmediği tespit edilmiş olsa bile faturanın sahte olduğuna dair bir herhangi bir tespit yok ise içeriği gerçek olan faturanın asgari işçilik hesaplamasında dikkate alınması gerektiği yerinde bir değerlendirmedir.
Ancak, vergi kanunlarına göre yasal süresi geçtikten sonra düzenlenen faturalarda; fatura içeriği hizmetin verilmediğinin, faturanın tamamının ya da bir kısmının hatır faturası olduğunun, fatura konusu işin yapılmasına rağmen faturanın tutar yönünden gerçeği
yansıtmadığının Sosyal Güvenlik Müfettişleri tarafından tespit edilmesi halinde bu faturalar asgari işçilik hesaplamasında dikkate alınmamaktadır. Gerekli görüldüğü takdirde bu minvaldeki faturalar için her zaman karşıt inceleme yapılabilmektedir