Menfi Tespit İstemi Adi Ortaklık İlişkisinden Doğan/Ortaklık Konusu İşin Yapımının Belediyece Durdurulması Davanın Adi Ortaklığın Fesih ve Tasfiyesi İstemini de İçerdiği/Dava Dışı Ortakların da Bu Dav

T.C

YARGITAY

  1. HUKUK DAİRESİ
  2. 2011/10150
  3. 2012/9700
  4. 10.4.2012

MENFİ TESPİT İSTEMİ (Adi Ortaklık İlişkisinden Doğan/Ortaklık Konusu İşin Yapımının Belediyece Durdurulması – Davanın Adi Ortaklığın Fesih ve Tasfiyesi İstemini de İçerdiği/Dava Dışı Ortakların da Bu Davayı Dahil Edilmeleri Gerektiği)

TARAF TEŞKİLİ (Menfi Tespit İstemi – Gerek Davalının Diğer Dava Dışı Ortak İle Davacı Aleyhine İcra Takibi Yapması ve Gerekse Davacının Eldeki Bu Davayı Açması Aynı Zamanda Adi Ortaklığın Fesih ve Tasfiyesi İstemini de Kapsadığı – Dava Dışı Ortakların da Bu Davayı Dahil Edilmeleri Gerektiği)

ADİ ORTAKLIK İLİŞKİSİNDEN DOĞAN DAVA (Menfi Tespit İstemi – Adi Ortaklık İlişkisinden Doğan/Ortaklık Konusu İşin Yapımının Belediyece Durdurulması – Davanın Adi Ortaklığın Fesih ve Tasfiyesi İstemini de İçerdiği/Dava Dışı Ortakların da Bu Davayı Dahil Edilmeleri Gerektiği)

ADİ ORTAKLIĞIN FESİH VE TASFİYESİ İSTEMİNİ DE İÇEREN DAVA (Menfi Tespit İstemi – Ortaklık Konusu İşin Yapımının Belediyece Durdurulması/Dava Dışı Ortakların da Bu Davayı Dahil Edilmeleri Gerektiği)

818/m.538

ÖZET: Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı ve davalı ile dava dışı kişi arasında, Donbay ve Cumhuriyet Deresinin ıslahı ve çevre düzenlemesinin yapılması hususunda sözleşme ile adi ortaklık teşkil edildiği, davalının bu ortaklık kapsamında ortaklığa bir miktar ödemede bulunduğu, ancak ortaklık konusu için yapımının belediyece durdurulması üzerine, davalının ortaklığa verdiğini iddia ettiği para ile yoksun kaldığını iddia ettiği miktar için davacı ile dava dışı iki ortak alehine icra takibi yaptığı, diğer iki ortağın takibe itiraz ettiği, davacı hakkındaki takibin kesinleşmesi üzerine de davacının eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Bu tür adi ortaklıkların tüzel kişilikleri bulunmadığı için taraf ehliyetleri yoktur. O nedenle adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine yönelik davada tüm ortakların taraf sıfatıyla bulunmaları gerekir. Öte yandan gerek davalının diğer dava dışı ortak ile davacı aleyhine icra takibi yapması ve gerekse davacının eldeki bu davayı açması aynı zamanda adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsamaktadır. Bu itibara dava dışı ortakların da bu davayı dahil edilmeleri gerekir.

DAVA: Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili ile davacı vekilinin gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR: Davacı, Donbay ve Cumhuriyet Deresi ıslah çevre düzenlemesi işinin yapımı konusunda dava dışı R. Y. ve Y. E. ile adi ortaklık oluşturduklarını, davalının da daha sonra bu ortaklığı %20 oranında hisse ile dahil olduğunu, davalının devraldığı %20 hisse karşılığı 230.000 TL ödemeyi taahhüt edip 94.000 TL’ını ödediğini, ancak ortaklık konusu olan ıslah çalışmalarının belediyece daha sonra durdurulduğunu ve davalının da buna istinaden ödediğini iddia ettiği para ile yoksun kaldığı iddia ettiği kar bedeline karşılık kendisi ve dava dışı diğer ortaklar aleyhine 138.420,08 TL’nın tahsili için icra takibi yaptığını, bu durumun yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek icra dosyasında borçlu olmadığının tesbitini istemiştir.

Davalı, davacı ve diğer dava dışı ortakların kendisini kandırarak sözleşme imzalattıklarını, sözleşmenin geçerli olmaması nedeniyle verdiklerinin iadesinin gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacı ve dava dışı ortakların davalıyı dolandırma amacı ile ortaklığa aldıklarının ispat edilemediği, davalının adi ortaklık nedeniyle yapılmış giderlere hissesi oranında katılmak zorunda olduğu, eldeki davada adi ortaklığın iki ortağının taraf olduğu, bu davada verilen kararın davanın tarafı olmayan diğer iki ortağı bağlamayacağı, diğer ortakların menfi tesbit davasına dahil edilmelerinin mümkün olmadığı, tüm ortakların taraf olmadığı bir davada tasfiyenin sağlanamayacağı, davalının ortaklığın tasfiyesi davası açmadan yada diğer ortaklarla tasfiyenin şekli ile ilgili anlaşma yapmadan icra takibi yaptığı, dava takip şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle takip dosyası nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tesbitine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1-Davacı ve davalı ile dava dışı R. Y. ve Y. E. arasında, Donbay ve Cumhuriyet Deresinin ıslahı ve çevre düzenlemesinin yapılması hususunda 8.11.2006 tarihli sözleşme ile adi ortaklık teşkil edildiği, davalının bu ortaklık kapsamında ortaklığa bir miktar ödemede bulunduğu, ancak ortaklık konusu için yapımının belediyece durdurulması üzerine, davalının ortaklığa verdiğini iddia ettiği para ile yoksun kaldığını iddia ettiği miktar için davacı ile dava dışı iki ortak alehine icra takibi yaptığı, diğer iki ortağın takibe itiraz ettiği, davacı hakkındaki takibin kesinleşmesi üzerine de davacının eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Öncelikle belirtmek gerekir ki bu tür adi ortaklıkların tüzel kişilikleri bulunmadığı için taraf ehliyetleri yoktur. O nedenle adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine yönelik davada tüm ortakların taraf sıfatıyla bulunmaları gerekir. Öte yandan gerek davalının diğer dava dışı ortak ile davacı aleyhine icra takibi yapması ve gerekse davacının eldeki bu davayı açması aynı zamanda adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsamaktadır. Bu itibara dava dışı ortaklar olan R. Y. ve Y. E.’nin de bu davayı dahil edilmeleri gerekir. Mahkemece dava dışı ortaklar R. Y. ve Y. E.’nin de davaya dahil edilmeleri sağlanarak, davadaki ve icra takibindeki talebin adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine yönelik olduğu da gözetilerek iddia ve savunmaya yönelik tüm deliller toplanarak ve ortak amacın gerçekleştirilmesinin artık olanaklı olmadığı da gözetilmek suretiyle BK 538 ve devamı maddeleri uyarınca işin esasına girilerek karar verilmelidir. Mahkemenin taraf teşkilini sağlamadan yazılı şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.

2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın BOZULMASINA, ( 2 ) numaralı bent uyarınca davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 900,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan 18,40 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 10.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.