Kamu İhale İşlemlerinin İvedi Yargılama Usulü
İYUK’un 20/A maddesinde ivedi yargılama usulüyle giderilecek uyuşmazlıklar sayılmıştır. Usulün, maddede sayılan uyuşmazlıklar dışında uygulanması mümkün değildir. Bununla beraber madde metni, üzerinde duraksamaya yer olmayacak açıklıkta değildir. Bu sebeple usulün uygulanmasında yargı makamlarının madde metnini nasıl yorumlayacağı oldukça önemlidir.,İhaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar da kanun koyucu tarafından ivedi yargılama usulü kapsamında düzenlenmiştir. Ancak Kanunda ihale işlemlerinin ne olduğu yönünde bir tanım yapılmazken ihaleden yasaklanma kararlarına ilişkin uyuşmazlıkların da neden usul kapsamında olmadığı gibi açıklamalar yapılmamıştır. Bu sebeple anılan düzenleme, yorumlanmaksızın uygulanmaya müsait değildir. Uygulamada yargı makamlarının önlerine gelen ihalelere ilişkin uyuşmazlıkların giderilmesinde kimi durumda ivedi yargılama usulüne başvurduğu, kimi durumda da genel yargılama usulüne başvurduğu görülmektedir. Bu kapsamda bazı uyuşmazlıklar ihale işlemlerine ilişkin olmasına karşın, bu uyuşmazlıkların giderilmesinde genel yargılama usulü uygulanmaktadır.
Maddenin yeteri kadar açık ve detaylı olmamasının sonucu ivedi yargılama usulünün kapsamının belirlenmesi öğretiye ve maddenin uygulamasını yapan yargı makamlarına kalmıştır. Metnin bu başlığının altında kamu ihale işlemleriyle ilgili bir değerlendirme yapılacak ve ivedi yargılama usulünün kapsamı tespit edilmeye çalışılacaktır. Bu amaçla yargı makamlarının kararlarından faydalanılacak ve teorik değerlendirmeler yapılacaktır.
İvedi yargılama usulünün kamu ihaleleri özelinde kapsamının belirlenmesi için bazı özellikli durumların ve işlemlerin ayrıca değerlendirilmesinde yarar vardır. Nitekim uygulamada yargı makamlarının kararlarında görülmektedir ki usulün kapsamına ilişkin belirsizlikler bu başlıklardan kaynaklanmaktadır. Bu doğrultuda ivedi yargılama usulüne tabi uyuşmazlıklara ilişkin ihale işlemleriyle, ivedi yargılama usulünün uygulanmayacağı uyuşmazlıklara ilişkin ihale işlemleri dikkate alınarak ikili bir ayrım yapmak gerekmektedir
İvedi Yargılama Usulü Kapsamındak iİhale İşlemleri
İhale İşlemleri
İYUK m.20/A’da ihaleden yasaklama kararı hariç ihale işlemlerine ilişkin uyuşmazlıkların ivedi yargılama usulüyle giderileceği düzenlenmiştir. Ancak madde metninde ihale işlemlerinin neyi ifade ettiği yönünde bir tanım yapılmamıştır. Bu sebeple ihale işlemlerinin neler olduğunun tespit edilmesi için ihale mevzuatına bakılması gerekmektedir.
İhale mevzuatında doğrudan ihale işlemlerine ilişkin bir tanım bulunmamaktadır. İhale işleminin ne olduğu, esasında ihaleye ilişkin yapılan tanımdan anlaşılmaktadır. Bu bağlamda ihale bir süreci ifade ederken, bu süreçte birden çok idari işlem yapılmaktadır. Bu işlemlerin ise ihale işlemi olarak adlandırılması söz konusudur. Mevzuatta ihaleye ve dolayısıyla ihale işlemlerine ilişkin bir tanım yapılırken biri işlevsel, biri zamansal olmak üzere iki koşul belirlenmiştir. DİK’e göre bir idari işlemin ihale işlemi olarak nitelendirilmesi için işlemin, işin istekliler arasından seçilecek kişi üzerine bırakıldığını göstermesi ve yetkili merciin onayıyla tamamlanan sözleşmeden önce tesis edilmesi gerekmektedir.
KİK’te de benzer şekilde işlevsel ve zamansal iki koşul bulunmaktadır. Bu doğrultuda ihale işlemleri Kanun kapsamında yer alan işlerin isteklilerden birisi üzerine bırakıldığını gösteren ve sözleşmenin imzalanmasıyla tamamlanan işlemleri ifade etmektedir. bu iki koşul ihale işlemlerinin tespitinde eksiklik göstermekte ve hatta yanlış sonuca ulaşılmasına sebep olmaktadır. Zira ihale konusu işin isteklilerden birisi üzerine bırakıldığını gösteren işlem ihale kararıdır ve bu tanımlara göre ihale kararı dışındaki işlemlerin ihale işlemi olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Bu sebeple düzenlemenin geniş yorumlanması ve diğer işlemleri içine alacak şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde metnin devamında inceleneceği üzere ivedi yargılama usulünün kapsamına yalnızca ihale kararının alınması sonucu doğacaktır.
Bununla beraber zamansal koşul da eksiktir. Her ne kadar sözleşmenin tamamlanmasından önceki işlemler denerek sözleşme sonrası işlemler kapsam dışında bırakılmış ve bir belirlilik sağlanmış olsa da ihale işlemlerinin hangi işlemle başlayacağı yönünde tanımda bir açıklama yapılmamıştır. Fakat bu hususta kanun şematiği dikkate alınarak bir değerlendirme yapmak mümkündür. DİK’in “İhale İşlemleri” başlıklı ikinci kısmı ihaleye hazırlık işlemlerini düzenleyen birinci bölümle başlamaktadır. KİK’teyse ihale işlemleri başlıklı bir kısım yer almamaktadır. Bunun yerine Kanunun ikinci kısmı “İhale Süreci” olarak adlandırılmıştır ve ihale süreci ihalenin ilanı ile başlatılmıştır. Dolayısıyla Kanun kapsamında ihaleye hazırlık işlemleri ihale sürecinin içinde düzenlenmemiştir. Nitekim öğretide de genel olarak ihale sürecinin ihalenin ilanıyla başladığı kabul edilmektedir.
Yapılan açıklamalar doğrultusunda, her iki kanun göz önünde bulundurulduğunda ihale işlemlerinin ihale süreci öncesi tesis edilen, ihaleye hazırlık işlemlerini de kapsar şekilde geniş yorumlanması gerekmektedir. Aksi halde şartnamelerin hazırlanması, ihale usulünün belirlenmesi gibi ihale sürecini doğrudan etkileyen işlemlerin ihale işlemi olarak kabul edilmemesi ve bu işlemlere ilişkin uyuşmazlıkların genel yargılama usulüyle giderilmesi gerekmektedir. Aynı şekilde Danıştay’ın benzer kanaatte olduğu görülmektedir. Bu kapsamda Danıştay, ihale şartnamesinde belirtilen kira bedelinde indirim talep edilemeyeceğine ilişkin maddenin iptali için açılan davayla ilgili temyiz incelemesinde, uyuşmazlığın ihale sürecine ilişkin bir işlemden kaynaklandığına, dolayısıyla uyuşmazlığın giderilmesinde ivedi yargılama usulünün uygulanmasının gerekli olduğuna karar vermiştir.
Emsal İhale Kararı : Danıştay 13.D, E. 2021/5261, K. 2022/27, T. 11/01/2022.