İhalenin İptali Kararı
İdareler yürüttükleri faaliyetler çerçevesinde, kamusal ihtiyaçları farklı şekillerde giderebilmektedir. Bu bağlamda idarelerin, kendi kaynaklarını kullanarak ya da özel hukuk kişileriyle yapacağı sözleşmelerle onların katılımını sağlayarak kamusal ihtiyaçları gidermesi mümkündür. Anılan bu imkanlar doğrultusunda, kamu yararı ve kamu hizmetinin gerekleri göz önünde bulundurularak idarelerin seçim serbestisinin olduğu kabul edilmektedir. Bu durumun bir görünümünün de kamusal ihtiyaçların giderilmesi amacıyla özel hukuk kişileriyle yapılması planlanan sözleşmeler olduğu söylenebilecektir. İdarelerin anılan amaçlarla sözleşme yapma yöntemini seçme serbestisi vardır. Bununla beraber bu serbesti sözleşme yapılmadan önce sözleşme yapma iradesinden vazgeçmeyi de kapsamaktadır. İhale mevzuatında sözleşme yapma iradesinden vazgeçme, ihalenin idare tarafından iptal edilmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır
Hem hem de KİK’te idarelerin belli durumlarda ihaleyi iptal etme yetkilerinin olduğu düzenlenmiştir. Yeterli sayıda aday veya isteklinin olmaması sebebiyle ihalenin yapılamadığı, ihale komisyonunca yapılan değerlendirme sonucunda tekliflerin yeterli olmadığına karar verildiği, ihale kararının ihale yetkilisi/ita amiri tarafından onaylanmadığı gibi hallerde ihalenin iptal edilmesi mümkündür.
İhalenin idare kararıyla iptal edilmesiyle idare, iptal sebeplerini göz önünde bulundurarak yeniden ihale yapabilmekte veya kamusal ihtiyacın ihale dışı bir yöntemle giderilmesine karar verebilmektedir.
Yeterli sayıda aday veya isteklinin olmaması sebebiyle ihalenin iptal edildiği durumlar idarenin bir değerlendirme yapmadan karar verebileceği, objektif durumlardır. Bunun dışında ihalenin iptal edilmesi hallerindeyse idare bir değerlendirme yapmakta ve kararını bu değerlendirmeye dayandırmaktadır. Dolayısıyla bu kararlar sebebiyle hukuki uyuşmazlıkların çıkması muhtemeldir.
Ancak ihalenin iptali işleminden doğan uyuşmazlıkların hangi yargılama usulüyle giderileceğinin tespit edilmesi gerekmektedir. Zira ihalenin iptali kararının iptali için yargısal başvuru yapıldığı takdirde yapılacak inceleme süresince idarenin yeni bir ihale yapması ve bu durumun hukuki belirsizliğe yol açması mümkündür. Bu sebeple ihalenin iptali kararına ilişkin yargısal incelemenin süratli bir şekilde sonuçlandırılması gerekmektedir.
O halde ihalenin iptali kararlarına ilişkin uyuşmazlıkların ivedi yargılama usulüyle giderilmesi daha yerinde olacaktır. Fakat ihalenin iptali işleminin, ihale mevzuatı hükümleri dikkate alındığında ihale işlemi olarak değerlendirilmesi de olası değildir. Nitekim Kamu İhale Kurulu bir kararında ihalenin iptali kararının ihale sürecini sonlandıran ve bu süreçteki işlemleri geçmişe etkili ortadan kaldıran etkiye sahip bir işlem olarak tanımlamış ve ihalenin iptaliyle bir ihale ve bu ihaleye ilişkin bir sürecin olmadığına kanaat getirmiştir.
EMSAL KİK İHALE KARARI
Kamu İhale Kurulu Kararı, K. 2022/UH.II-1498, T. 30/11/2022. Her ne kadar anılan karar Kurulun itirazen şikayet başvurularına ilişkin görev değerlendirmesiyle ilgili olsa da kararda yer alan görüşün kabul edilmesi halinde ihalenin iptali işlemlerinin ihale işlemi olmadığı sonucuna ulaşılacaktır.
Bu sebeple bir ihale sürecinden bahsedilemeyeceği için ihalenin iptali kararının bir ihale işlemi olup olmadığı, dolayısıyla ivedi yargılama usulünün kapsamında olup olmadığı tartışması yapılamayacaktır. Ancak Kurulun bu kararına katılmak mümkün değildir. Zira ihale sürecini tamamen sonlandıran ve bu sebeple diğer ihale işlemlerinden daha önemli bir etkiye sahip olan iptal kararlarına ilişkin bu şekilde bir yorumun benimsenmesi doğru olmayacaktır. Öte yandan daha önce belirtildiği üzere iptal kararlarının iptaline ilişkin yargısal incelemenin uzun sürmesi halinde oluşabilecek hukuki belirsizlikler, aynı zamanda ivedi yargılama usulünün kabul edilmesiyle giderilmek istenen sorunlardan biridir. Anılan nedenlerle, ihalenin iptali kararlarının etkisi ve sonuçları göz önünde bulundurulmalı ve bu işlemler sebebiyle oluşacak uyuşmazlıklar ivedi yargılama usulüyle giderilmelidir.
İhalenin idare kararıyla iptal edilmesi işleminin ivedi yargılama usulü kapsamında değerlendirilmesine ilişkin Danıştay’ın da kanaatinin benzer olduğu görülmektedir. Yapılan bir temyiz başvurusuna ilişkin kararında Mahkeme, İYUK’un 20/A maddesinin gerekçesine de vurgu yaparak, ihalenin iptali işlemlerine ilişkin uyuşmazlıkların yargısal sürecin süratle sonuçlandırılması özel önem taşıyan ihale uyuşmazlıklarından olduğunu kabul etmiş ve ivedi yargılama usulünün kapsamında olduğunu ifade etmiştir.
EMSAL DANIŞTAY İHALE KARARI
Danıştay 13.D, E. 2017/1018, K. 2017/3335, T. 27/11/2017
Bununla beraber Mahkemenin çeşitli kararlarında, ihalenin idare kararıyla iptaline ilişkin uyuşmazlıklarda ivedi yargılama usulünün uygulanacağını kabul ettiği, bu sebeple yapılan temyiz başvurularında ivedi yargılama usulüyle öngörülen sürelere uyulmaması sebebiyle başvuruları reddettiği görülmektedir.
Danıştay 13.D, E. 2015/4782, K. 2015/3287, T. 02/1072015
Danıştay 13.D, E. 2015/3144, K.2015/2698, T. 26/06/2015.
Danıştay 13.D, E. 2016/169, K. 2016/1458, T. 06/05/2016;