6. Hukuk Dairesi 2023/4039 E. , 2024/2375 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2255 E., 2023/1834 K.
DAVA TARİHİ : 14.04.2020
HÜKÜM/KARAR : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/267 E., 2021/576 K.
Taraflar arasındaki sözleşmenin haklı nedenle feshinin tespiti ile teminat mektubunun iadesi istemine ilişkin davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalıvekilince yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı idare arasında "Ulaştırma, Personel Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı (...) Hazır Yemek Hizmeti Alımına" ilişkin hizmet alımı işi için 24.05.2019 tarihinde sözleşme imzalandığını, 1.037.610,00 TL lik teminat mektubu verildiğini, müvekkilinin tüm yükümlülüklerini yerine getirirken, Corona virüs salgını sebebiyle sözleşmedeki edimlerin ifa imkansızlığına uğraması nedeniyle müvekkili şirket tarafnıdan 01.04.2020 tarihi itibari ile mücbir sebeple tek taraflı olarak feshedildiği gerekçesiyle haklı feshin tespiti ile sözleşme sözleşme kapsamında davalı kuruma verilen teminat mektubunun müvekkili şirkete iadesinine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından Covid-19 salgınının mücbir sebep sayılarak sözleşmenin 01.04.2020 tarihi itibariyle tek taraflı olarak feshedildiğini, covid -19 un hazır yemek hizmetinin yürütülmesine engel nitelikte olmadığını, yüklenicinin bu durumu belgelendiremediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Covid-19 virüsünün neden olduğu genel salgının çok hızlı yayılması, ekonomik ve ticari hayatı ciddi olarak olumsuz yönde etkilemesi, fiyatlardaki aşırı yükseliş, lokantalar, kafeler ve birçok ticari şirketin kapatılması, iflas etmesi, Devletin işsizlik ücreti ödemesi, et bakliyat ve diğer gıda malzemelerindeki fahiş fiyat yükselişleri, her gün hasta sayısının ölüm sayısının hızla yükselmeye devam etmesi, sözleşmenin feshi tarihinde aşılama işlemlerinin başlamamış ve şu anda dahi aşılanan insan sayısının yeterli olmayışı, sokağa çıkma yasağı ve ulaşımın kısıtlanması, bunun yanı sıra ... tarafından alınan karara bağlı olarak Kara Harp Okullarında 16.03.2020 tarihinden itibaren 3 hafta ara verilmesi, sonra YÖK tarafından üniversitelerin dönem sonuna kadar uzaktan eğitimle devam kararı alınması, dolayısıyla Kara Harp Okullarında da öğrenci kalmaması, tüm bunların davalı şirketin alacağı hakedişler yönünden gelirinin neredeyse ortadan kalkmasına ve ciddi ekonomik sıkıntıya girmesine yol açacağı, davacı yüklenicinin mücbir sebep nedeni ile sözleşmeyi feshi işleminin 4735 sayılı Kanun'un 10.maddesinin son fıkrasında istenilen tüm koşulları taşıdığı, davacının sözleşmeyi salgın hastalıktan dolayı mücbir sebep gerekçesi ile tek taraflı feshinin, mevzuata, sözleşmeye, Yargıtay kararlarına, Kamu İhale Tebliğine uygun ve hukuken haklı fesih olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile; taraflar arasında yapılan 24.05.2019 tarihli Hazır Yemek Hizmet Alım Sözleşmesi'nin davacı tarafından mücbir sebeple haklı feshedildiğinin tespitine, davalı tarafından yargılama aşamasında nakde çevrilen Türkiye Halk Bankası'ndan alınan toplam 1.037.610 TL teminat mektubu bedelinin nakde çevrildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Corona Virüs salgınının yüklenicinin taahhüdünü yerine getirmesine engel olduğuna ilişkin dava dilekçesinde açıklama olmadığı gibi buna ilişkin hiçbir delil sunulmadığı, salgın nedeniyle sözleşmenin ifa edilemeyecek hale gelip gelmediğinin değerlendirilmesi gerektiği, mücbir sebebin varlığı her olay bakımından ayrıca değerlendirilip genellikle -özellikle tacirler açısından- dar yorumlandığı, salgın hastalığın ifayı imkansız kılmaması halinde mücbir sebepten söz edilemeyeceği, basiretli davranması beklenen tacirler söz konusu olduğunda, sözleşmede mücbir sebebin ne şekilde tanımlandığının ve ne tür olayları kapsadığının önem arz ettiği, mücbir sebebin yükümlülükleri ifa etme konusunda imkansızlık oluşturup oluşturmadığı hususunun değerlendirilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun 10/c maddesi ile taraflar arasında yapılan sözleşmenin 17 ve 25. maddelerinde salgın hastalığın mücbir sebep olarak düzenlendiği, Covid 19 salgını nedeniyle alınan tedbir ve kısıtlamaların davacı yükleniciden kaynaklanan bir kusurdan ileri gelmemesi, Covid 19 salgını nedeniyle alınan tedbir ve kısıtlamaların sözleşmenin yerine getirilmesine engel oluşturacak nitelikte olması, davacı yüklenicinin bu engeli ortadan kaldırma gücünden yoksun olması, davacının sözleşmede kararlaştırılan usule uygun şekilde 01.04.2020 tarihinde sözleşmeyi salgın hastalığa dayanan mücbir sebep nedeniyle feshetmesi, davalı idarenin 08.04.2020 tarihinde sözleşmenin feshine olur vermesi, davacının sözleşmeyi salgın hastalıktan dolayı feshinin 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun 10. maddesi ile sözleşme hükümlerine uygun olması, davacının sözleşmeyi mücbir sebebe dayalı haklı nedenlerle feshetmesi, mahkemece bu yönüyle davanın kabulüne karar verilmesi ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki sözleşmenin haklı nedenle feshinin tespiti ile teminat mektubunun iadesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun 10/c maddesi., Yemek Hizmet Alımına İlişkin 24.05.2019 tarihli sözleşmenin 17 ve 25. maddeleri, TBK 136. maddesi.
3.Değerlendirme
1.Taraflar arasında, Ulş. Per. Okl. ve Eğt. Mrk. K.lığı (İzmir)' nda mevcut personelin erzak dahil 8ekmek hariç) yemek hizmeti işine ilişkin2 4/05/2019 tarihinde sözleşme imzalanmıştır. Sözleşmede işin süresi işe başlama tarihinden itibaren 366 gün olarak kararlaştırılmıştır.
2.Sözleşmenin 17. Maddesinde süre uzatımı verilebilecek haller ve şartları düzenlenmiş olup 17.1.1 maddede genel salgın hastalık mücbir sebep olarak sayılmış, ancak bu halin mücbir sebep sayılarak süre uzatımı verilebilmesinin koşulları 17.1.2 maddede belirtilmiştir.
Sözleşmenin mücbir sebeplerden dolayı sözleşmenin feshi başlıklı 28. maddesinde " mücbir sebeplerden dolayı, idare veya yüklenici sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilir. Ancak yüklenicinin mücbir sebebe dayalı bir süre uzatımı talebi varsa idarenin sözleşmeyi feshedebilmesi için uzatılan sürenin sonunda işin sözleşme ve eklerine uygun şekilde tamamlanmamış olması gerekir. Sözleşmenin feshedilmesi halinde, hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilerek kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar iade edilir." düzenlemesine yer verilmiştir.
Sözleşmenin, "Sözleşme kapsamında yaptırılabilecek ilave işler, iş eksilişi ve işin tasfiyesi" ' başlıklı 29. maddesinde ise " ...bu alımdae 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun 24. maddesi çerçevesinde iş eksilişi yapılabilir. İhale konusu işin, sözleşme bedelinin %70'inden daha düşük bedelle tamamlanacağının anlaşılması halinde ise, yükleniciye yapmış olduğu gerçek giderler ve yüklenici karına karşılık olarak sözleşme bedelinin %70'i ile sözleşme fiyatlarıyla yaptığı işin tutarı arasındaki bedel farkının %5'i ödenir." hükmü bulunmaktadır. Bu sözleşme hükmündeki oran, Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu 24/son madde hükmü ile Hizmet İşleri Genel Şartnamesi 53/son madde hükmünde % 80 oranında ise de taraflar sözleşmede bunu % 70 oranında kararlaştırmışlar bunun dışında sözleşme hükmü belirtilen hükümlerin tekrarı niteliğindedir.
3.Davacı koronavirüs salgınının mücbir sebep olduğunu belirterek sözleşmenin feshedilmesi için idareye başvurmuş ancak idarenin bunu kabul etmeyerek işe devam edilmesini istemesi üzerine bu kez kendisi tarafından sözleşmenin feshedildiği idareye bildirilmiştir. İdare bu fesih bildirimini kabul etmemiş ancak sonrasında edimlerin yüklenici tarafından yerine getirilmemesi nedeniyle fesih işlemi yapmıştır. İdarenin yaptığı bu işlem yüklenicinin fesih bildiriminin onaylanması anlamında bir işlem değildir.
Davacı fesih bildiriminde; sözleşmede salgın hastalığın mücbir sebep olarak sayılmasını, hazır yemek hizmeti karşılığı fiyat farkı dahil ödenen bedelin maliyetinin çok altında kalmasını, personel giderlerine yapılan artış yanında koronavirüs hastalığı nedeniyle piyasada oluşan fiyat artışlarının fiyat farkı ile karşılanamamasını sebep olarak göstermiştir. Davacı idarece iş eksilişi yapılmış olmasını bir sebep olarak göstermiş değildir.
4. Sözleşme hukuku açısından mücbir sebep kavramı, borcun sözleşmeye uygun olarak ifasına engel olan, haricî, öngörülemez ve kaçınılamaz nitelikte olayları ifade eder. Bir olayın mücbir sebep sayılması için varlığı gerekli unsurlar, haricîlik, kaçınılamazlık ve öngörülemezliktir. Mücbir sebepler ifa imkansızlığına veya aşırı ifa güçlüğüne yol açabilir. Bu nedenle bu kavramlar üzerinde durulması gerekir.
5.Borç ilişkisinden kaynaklanan bütün borçlar ifa edilince o borç ilişkisi sona erer. İfa bu hali ile borçlanılan edimin yerine getirilmesidir. İfanın konusu, borçlanılan edimdir.
Sözleşmedeki edim yerine getirilmemişse borçlu alacaklının uğradığı zararları gidermekle yükümlüdür. Fakat bazen sözleşmedeki edimin yerine getirilmesi; edimin yok olması gibi maddi, sözleşme konusunu yapılamaz kılan hukuki bir nedenle ya da ekonomik, sosyal vs. bir olay niteliğindeki fiili bir nedenle mümkün olmayabilir. Bu durumda ifa imkansızlığı gündeme gelir. İfa imkansızlığı; edimin içeriği değişmeksizin borcun aynen yerine getirilmesinin imkansız hale gelmesi olarak açıklanabilir. Eğer ifa imkansızlığı sadece sözleşmenin tarafları bakımından değil, herkes için sözkonusu ise buna objektif imkansızlık, yalnız sözleşmenin taraflarından birinin tutumundan doğmuşsa buna da subjektif imkansızlık denir. İfa imkansızlığı sözleşme yapılmadan önce var ve bu olgu herkes bakımından aynı sonucu meydana getirmekte ise 6100 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK'nın) 27. maddesi gereğince sözleşme geçersizdir. İfa imkansızlığı sözleşmenin kurulmasından sonra ortaya çıkmış ve eğer borçlunun kusuru olmaksızın edim imkansızlaşmışsa TBK'nın 136. maddesi, borçlunun kusuru sonunda imkansızlaşmış olursa TBK'nın 112. maddesinin uygulanması gerekir.
Yukarıda sözü edilen TBK'nın 136. maddesine göre; borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle borcun ifası imkansızlaşırsa, borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır. Borçlu ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür.
İfa imkansızlığı kısmen de doğmuş olabilir. Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle kısmen imkânsızlaşırsa borçlu, borcunun sadece imkânsızlaşan kısmından kurtulur. Ancak, bu kısmi ifa imkânsızlığı önceden öngörülseydi taraflarca böyle bir sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, borcun tamamı sona erer (TBK 137/1). Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, bir tarafın borcu kısmen imkânsızlaşır ve alacaklı kısmi ifaya razı olursa, karşı edim de o oranda ifa edilir. Alacaklının böyle bir ifaya razı olmaması veya karşı edimin bölünemeyen nitelikte olması durumunda, tam imkânsızlık hükümleri uygulanır (TBK 137/2).
6.İfa imkansızlığı ile aşırı ifa güçlüğü birbirinden farklıdır. Aşırı ifa güçlüğü TBK 138. maddede düzenlenmiş olup bu hükme göre; sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır. (TBK 138/1). Bu madde hükmü yabancı para borçlarında da uygulanır (TBK 138/2).
7.Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; sözleşmede salgın hastalığın mücbir sebep olarak sayılması doğrudan mücbir sebebin varlığını kabul etmeyi gerektirmez. Zira coronavirüs salgınının mücbir sebep sayılabilmesi için yemek hizmeti verilmesine ilişkin borcun sözleşmeye uygun olarak ifasına engel oluşturması gerekir. Davacı bu salgının mücbir sebep olduğunu ileri sürerken dayandığı sebepler tedarik zincirinde bozulma nedeniyle erzak temin edememe, çalışacak eleman bulamama gibi sözleşmenin ifa edilmesine engel oluşturan bir neden olmayıp, bu salgın ortamında fiyatların aşırı yükseldiği verilen fiyat farkına rağmen maliyetlerin karşılanamadığı iddiasıdır. Bu durumda somut olayda mücbir sebebin varlığı ve buna bağlı olarak tam veya kısmi ifa imkansızlığı bulunduğundan söz edilemez.
Davacı tacir olup fiyatlarda yükselmeler olabileceğini öngörerek sözleşme imzalaması gerektiğinden bunun doğrudan ifaya engel olan mücbir sebep teşkil etmesi de düşünülemez. Fiyat artışları öngörülemez sınırlarda gerçekleşmiş ve edim dengesi aşırı ölçüde bozulmuş ise TBK 138. Madde kapsamında aşırı ifa güçlüğü söz konusu olabilir ise de bunun için de mahkemeden uyarlama talebinde bulunulabilecek iken davacı bu yola gitmeksizin doğrudan sözleşmeyi feshettiğini bildirmiştir.
Bu durumda davalı haklı bir neden olmaksızın sözleşmeyi feshettiğini belirterek edimlerini yerine getirmediğinden idarece sözleşmenin feshedilmesi sözleşme hükümlerine uygundur. Bu durumda toplanan delillere göre sabit olmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.