şyerlerinde, bazı işlerin işin mahiyetine göre kanunda yazılı şartlar var ise alt işveren tarafından yapılması mümkündür. Beklenen durum alt işverene verilen işin sona ermesi sonucunda alt işverenin işçileri ile birlikte asıl işverene ait işyerinden ayrılması ve başka bir işyerinde çalışmaya başlamasıdır. Ancak bazı hallerde alt işverenlerin işçileri asıl işverenin yeni alt işvereninde çalışmaya devam etmektedir. Bu gibi durumlarda tazminat vs. konularda pek çok soru akla gelmektedir.Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin ,E. 2013/4371, K. 2013/4461 ,T. 5.3.2012 sayılı kararı bu konuda ki yeni emsal kararlardandır.
Yargıtay’ın söz konusu kararında davacı işçi , asıl işverenin alt işvereninde çalışırken haksız olarak işten çıkarıldığına, kıdem ve ihbar tazminatı alacağı olduğuna dair dava açmıştır.
Mahkeme ise asıl işverenin alt işvereninde çalışırken ihale süresinin sone ermesi, bu tarih itibari ile çalışanın işten çıkışının SGK ‘ya bildirilmesi , davacıya yeni iş göstermeyerek ve işçiyi feshe zorlayarak iş sözleşmesini feshettiği gerekçeleri ile kıdem tazminatına hak kazandığına karar vermiştir.
Alt işveren ise davayı temyiz etmiştir.
Yargıtay ise kararında , alt işveren değişiminde olması gerekenin , alt işverenin asıl işverenin yanında işçinin sona ermesi halinde , işçileri ile birlikte işyerinden ayrılması ve işçilerini de başka işyerlerinde çalışmaya götürmesi veya iş akdine son vermesi olduğunu belirtmiştir.
Ancak işyerinde yeni alt işverenin yanında eski alt işverenin işçilerinin işe devam etmesini ise 4857 sayılı iş kanunu madde 6 kapsamında işyeri devri olarak yorumlamıştır. 4857 sayılı iş kanunu madde 120 ve madde 6’ ya göre ise asıl işveren ile ilişkisinin sona ermesinden sonra işyerinden ayrılan alt işveren ile aynı işi alan yeni alt işveren arasında hukuki veya fiili bağı olsun veya olmasın işçinin kıdem tazminatı açısından önceki alt işveren işçinin devir tarihindeki ücretinden ve kendi dönemi ile sorumlu olduğunun, son alt işverenin ise tüm dönemden sorumlu olduğunu kabul edilmesine karar vermiştir.
Yargıtay sonuç olarak tarafların fesih konusunda işlemleri olmadığı sürece , işçinin asıl işverenden alınan iş kapsamında ve değişen alt işverenlere ait işyerinde ara vermeden çalışması halinde işyeri devri kurallarına göre çözüme gidilmesinin yerinde olduğu, bu durumda değişen alt işveren işçinin iş sözleşmesini ve doğmuş bulunan işçilik alacaklarını devralmış olduğu, işyerinde çalışması devam eden işçinin feshe bağlı haklar olan ihbar ve kıdem tazminatı ile izin ücreti koşullarının gerçekleşmiş sayılmayacağını belirtmiştir.
Somut uyuşmazlıkta davacı ihalenin sona erdiğini, yeni çalışma işyerinin gösterilmesini ,aksi halde iş sözleşmesinin haklı nedenle sona erdireceğini belirtmiş, davalı alt işveren ise bu tarihte iş akdine son vermiş ancak ertesi gün ise genel merkez işyeri üzerinden işe giriş kaydı yapmıştır.
Yargıtay ise davalı alt işverenin davacı işçinin ara vermeden yeni ihaleyi alan şirket işçisi olarak aynı işyerinde işe devam ettiği , sgk kayıtları ve yeni ihale sözleşmesi ile ilgili belgeler ve davacının aralıksız çalışmasına devam edip etmediği belirlenmeden feshin kim tarafından yapıldığı ve haklı neden dayanıp dayanmadığı araştırılmadan yerel mahkemenin kıdem tazminatına hükmetmesi nedeni ile kararını bozmuştur.
O halde aynı işyerinde aynı işi yapan alt işverenin işçisi yeni alt işverenin işçisi olarak aralıksız çalışmaya devam ederse yeni alt işveren işçi alçaklarından sorumlu olacaktır. Konu ile ilgili dikkat edilmesi gereken diğer hususlar ise feshin haklı fesih olup olmadığı kimin tarafından yapıldığıdır.