15. Hukuk Dairesi 2017/1929 E. , 2017/4220 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davacı vekili tarafından duruşmalı istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla, dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl ve birleşen dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; 09.04.2008 tarihli asıl ve 15.07.2008 tarihli ek sözleşmelerin davalı tarafından haksız olarak feshedilmesi nedeniyle "asıl ve ek sözleşme bedelinden ödenmeyen kısım, gerek akdin kurulması gerekse akdin devamı için davacı tarafından yapılan masraflar ile davacının başkası ile akit yapma imkânını kaybetmiş
olmasından kaynaklanan zararlar" karşılığı fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 20.000,00 TL'nin tahsilini talep etmiş, 08.06.2012 tarihli dilekçesinde asıl ve ek sözleşme bedelinin ödenmeyen kısmı için 15.000,00 TL, gerek akdin kurulması gerekse akdin devamı için yaptığı masraflar karşılığı 4.500,00 TL ve davacının başkası ile akit yapma imkânını kaybetmiş olmasından kaynaklı zararı için 500,00 TL istediğini belirterek her bir alacak kalemi bakımından talep miktarlarını açıklamış, daha sonra başkası ile akit yapma imkânını kaybetmiş olmasından doğan zararı ile ilgili talebinden feragat etmiştir.
Mahkemece asıl davada feragat edilen alacak kalemi yönünden bu talebin reddine, sözleşmenin kurulması ve devamı için davacının yaptığı marafların tahsiline yönelik 4.500,00 TL'lik talebin kabulüne ve ödenmeyen imalât bedellerinin tahsiline yönelik talebin ıslah da dikkate alınarak (126.343,50 TL + KDV) üzerinden kabulüne karar verilmiştir.
Davada talep edilen alacak kalemleri sözleşme hükümleri çerçevesinde miktarları belirlenebilecek niteliktedir. 6100 sayılı HMK'nın 107. maddesinde "davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hallerde alacaklının hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Buna göre miktarı belli olan ya da belirlenebilmesi için gereken verilerin mevcut olduğu hallerde belirsiz alacak davası açılamaz. Asıl dava kısmi dava olarak açılmış olup, asıl dava alacak kalemlerinin belirlenebilir olması nedeniyle belirsiz alacak davası niteliğinde de değildir.
Asıl davada davacı vekili fazlaya ilişkin haklarını saklı kalmak üzere şimdilik 20.000,00 TL'nin tahsilini istemiş, yargılama sırasında bu istemini ıslah ederek artırmamıştır. Her ne kadar mahkemece 22.10.2009 tarihli duruşmada davacı asıl ve ek sözleşme gereğince ödenmeyen alacak talebi (bakiye iş bedeli) yönünden 274.160,00 TL üzerinden bakiye harcın ikmâli istenmiş ve davacı vekili tarafından da 02.11.2010 tarihli sayman mutemedi alındısıyla bakiye harç yatırılmışsa da, davacı tarafından beyanı duruşma tutunağına geçirilip imzalanmak suretiyle veya ayrı bir dilekçeyle ıslah isteminde bulunulmamıştır. Nitekim davacı vekili de 02.12.2015 tarihli temyiz dilekçesinde "dava dosyasında sözlü ya da yazılı ıslah talepleri bulunmadığını, mahkemece taleplerin somutlaştırılması için ara kararı kurulduğunu ve harç ikmâlini yerine getirdiklerini" beyan etmiştir.
Bu durumda asıl davada, davacı tarafından usulüne uygun ıslah talebinde bulunulmadığından davacının 08.06.2012 tarihli dilekçesindeki açıklamaları ve dilekçesindeki her bir alacak kalemi yönünden talep ettiği miktarlar dikkate alınarak, gerekli inceleme ve değerlendirme yapılarak varsa davacının alacak miktarları belirlenip sonucuna uygun karar verilmelidir. Mahkemece usulüne uygun ıslah dilekçesi ile arttırılmadığından bakiye iş bedeli alacağı ile ilgili 126.343,50 TL'ye hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, dava dilekçesinde miktarı gösterilip harcı ödenerek açılmış bir dava olmadığından bakiye iş bedeli alacağının KDV'sinin de -miktarı da gösterilmeksizin- hüküm altına alınması da doğru olmamıştır.
Kararın açıklanan nedenlerle bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 1.350,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay'daki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilâm harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 30.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.