2886 Sayılı Devlet İhale kanunu kapsamında yer alan idareler

2886 Sayılı Devlet İhale kanunu

Kanunun ilk maddesinde yer alan ifadeye göre genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelerin, özel idare ve belediyelerin yapacağı işlerde DİK hükümleri uygulanacaktır. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun kabulüyle bütçe türlerinin uluslararası tanımlara uygun şekilde açıklandığı görülmektedir. Bu kapsamda katma bütçe kaldırılmış, idareler statüsüne göre genel ve özel bütçeli idareler olarak düzenlenmiştir. Dolayısıyla son durumda DİK kapsamındaki idarelerin genel ve özel bütçeli idarelerle il özel idareleri ve belediyeler olduğu ifade edilmelidir.

Bununla beraber belirtilen kapsam dışında yer alan idareler de söz konusudur. Köyler ve kamu iktisadi teşebbüsleri ile sosyal kamu kurumları gibi idarelerin yer aldığı özerk bütçeli bazı idareler DİK’e tabi tutulmamıştır.Oysaki belirtilen kurumlar da kamu bütçesini kullanmakta ve kamu yararı doğrultusunda hizmet sunmaktalardır. Dolayısıyla bu kurumların yapacağı sözleşmelerde de tam bir serbestiyet söz konusu olmamalıdır.

Emsal Karar

Danıştay köy tüzel kişisinin DİK’te ilgili idareler arasında sayılmaması sebebiyle ihale yapma yetkisinin bulunmadığı yönünde karar almıştır. Oysaki ihale süreci kamu kaynaklarının etkin kullanılmasıyla beraber uygun rekabet ortamını sağlayarak istekli kişilerin menfaatini de sağlamaktadır. Dolayısıyla işlemin menfaatine olan bu durumda idarelerin takdir yetkisinin olduğu kabul edilmelidir. Bu sebeple köy tüzel kişilerinin ihale yapamayacağı kanaatinde bulunan Danıştay’ın bu görüşünün doğru olmadığı kanaatindeyiz. Danıştay 6. D, E. 1998/2280, K. 1999/2798, T. 20/05/1999

Bu eksiklik daha sonra dikkate alınmış, metnin devamında ilgili bölümde zikredileceği üzere, idareler itibariyle KİK, DİK’i içine alacak şekilde düzenlenmiştir. Ancak KİK idareler bakımından kapsayıcı bir düzenleme olsa da içeriğindeki işler bakımından DİK’in hem gelir getirici hem gider yaptırıcı işleri içermesi DİK’i daha kapsamlı hale getirmektedir. Bu durumun pratikteki sonucu ise şudur; DİK kapsamında yer almayan KİK kapsamında yer alan idarelerin, KİK kapsamında yer almayan DİK kapsamında yer alan gelir getirici işleri bakımından ne DİK ne de KİK uygulanabilecektir.